ABD Başkanlığına ikinci kez seçilen Donald Trump, tüm salıncak eyaletlerde üstünlük sağlayarak güçlü bir zafer kazandı. Bu başarı, Trump'ın partisine ABD Senatosu ve Temsilciler Meclisi'nde de çoğunluk kazandırarak yeni dönemde daha güçlü bir iktidarı elinde bulundurmasını sağladı. Trump’ın savunma harcamalarını azaltma ve NATO üyelerinin savunma payını artırma vaatleri doğrultusunda atacağı adımlar merakla bekleniyor.
Trump ve NATO: Çıkış İhtimali
Trump’ın ilk başkanlık döneminde dile getirdiği NATO’ya yönelik eleştiriler, yeniden gündeme geldi. Trump’ın, "ABD'nin yeterli savunma bütçesi ayırmayan NATO üyelerini korumayacağını" belirterek ittifaktan çıkmayı bile düşündüğü iddia ediliyor. NATO’dan ayrılmak hukuki olarak mümkün olsa da, Trump’ın bu yönde bir karar alabilmesi için Senato’da üçte ikilik oy çoğunluğunu elde etmesi gerekiyor. Ancak Politico'nun analizlerine göre, bu tür bir kararın ABD içinde ciddi bir siyasi çalkantı yaratacağı öngörülüyor. Trump’ın ana hedefinin NATO’dan tamamen ayrılmak yerine ittifakı yeniden yapılandırmak olduğu düşünülüyor.
NATO Üyelerine "Savunma Bütçesini Artırın" Çağrısı
Trump, daha önce Almanya ve Fransa gibi ülkelerin savunma bütçelerini NATO standardı olan GSYH’nin %2’si oranında ayırmaları gerektiğini vurgulamıştı. NATO bütçesine yeterince katkı sağlamayan ülkeleri korumayacağını belirten Trump, "Parayı veren düdüğü çalar" yaklaşımı ile ABD’nin NATO’daki yükünü azaltmayı hedefliyor. Bu bağlamda, ABD'nin NATO’dan tamamen çekilmesi olası görünmese de, ittifakın sunduğu savunma kalkanının sınırlı hale gelebileceği ifade ediliyor.
İki Basamaklı NATO Modeli Gündemde
Politico'nun öngörülerine göre, NATO'nun daha fazla sorumluluğu bölgesel müttefiklere bıraktığı iki basamaklı bir modele geçmesi olası. ABD’nin, Türkiye gibi stratejik konumdaki ülkelerde nükleer şemsiye kurarak bu ülkeleri koruma altında tutarken, Avrupa ve Orta Doğu’da askeri varlığını azaltması gündemde. Bu durumda ABD, savunma bütçelerini %2'ye çıkaran ülkelerle daha yakın bir koruma ilişkisi sürdürebilir.
Trump’ın NATO politikalarındaki değişiklikler, Türkiye'nin konumunu yeniden şekillendirebilir. 2024 yılında savunma bütçesi %1,6 oranında kalan Türkiye, NATO'nun en büyük ikinci ordusuna sahip olması ve sınır ötesi operasyonlardaki etkinliği ile stratejik bir konumda bulunuyor. Türkiye'nin İHA programı da sahadaki operasyonel gücünü artırarak bölgede istihbarat ve askeri destek sağlamasına olanak tanıyor. ABD’nin bölgeden çekilmesi halinde Türkiye, NATO adına bölgesel bir savunma rolünü daha fazla üstlenebilir.
Türkiye'nin, NATO üyesi ülkelerin Rusya’ya karşı uyguladığı ambargolara katılmaması, ancak Ukrayna'ya askeri destek sağlayarak denge politikası gütmesi, Batılı ülkeler tarafından yakından izleniyor. NATO’nun değişen yapısında Türkiye'nin yeniden Batı ile yakınlaşması için Avrupa Birliği üyelik müzakerelerinin yeniden açılması da gündeme gelebilir.
Trump'ın ikinci döneminde NATO’nun yeniden yapılanması ve Türkiye'nin bu süreçteki rolü, hem bölgesel hem de küresel güvenlik açısından önemli gelişmeleri beraberinde getirecek gibi görünüyor.